Tuesday, September 27, 2022

Bir Anlaşılmaz Ömür



                                       
     İşte benim konfor alanım. Kendi küçük dünyası olan biriyim evet ama o küçük dünyasında mutlu olanlardan değilim. Ne şanslılar halbuki kendi dünyasıyla mutlu olabilenler. Dışarıdan sessiz, sakin, ara sıra çekingen ve apayrı dünyaları olan insanları mutlu gördüğümde eskiden düşünürdüm: Mutlu olmak zorunda oldukları için mi, insan içine hemen karışıp adapte olamadıkları için mi kendi dünyalarındalar hep? Ah küçüğüm, mutluluk zorla olur mu hiç! Çok alemsin. Onlar gerçekten mutluymuş meğer, onaylanma ihtiyaçları yokmuş, diğer insanlar anlamasa da kendilerini bilmeleri onlara yetiyormuş. Bana yetmedi. Yettiremedim kendime. Kendi acelemde, kendi telaşımda boğuldum, anlasınlar diye çırpındıkça battım. Onaylanmak istedim, güvensinler istedim. Çok şey istemediğimi düşünüp dahasını istedim. Çokmuş bu, göremedim ben. Çok şey istemişim aslında. Kendi doğrum bana yetmedikçe öfkelendim. Öfkenin de dozunu kaçırınca nefes nefese buldum kenarda kendimi. 

     Çıkamıyorum da artık işin içinden. Öyle bir yorgunluk düşünün ki bir ömür omuzlarınızda sizinle beraber geziyor. Her şey benim olsun istiyorum artık. Her şeye yetişmeye çalışırken hiçbir şey başaramadığını fark edemiyor insan tabi. Dönüyorum arkama elde var sıfırdan hallice bir tane bir. Geriye bakıyorum tekrar elinde yoktan var ettiğin veya kimine göre var etmeye hala çalıştığın o bir, tüm o yorgunluğa değer mi? Bilmem. Bu sorunun yanıtı bende yok. Olsa belki bu yazı bu kadar uzun sürmezdi. Değişen çok şey var ama güzelleşen şey yok gibi. Çok renksiz, donuk ve sakinim. Ben, ben değilim yani. Başladığım noktada yani şu karede olduğu gibi sadece konfor alanımda olmak, Meri'yi her daim hissetmek istiyorum. İsteklerimi gerçekleştirince de mutlu olmuyorum. Demek ki neymiş asıl istediğin bu değilmiş İrem, üzgünüm. Tekrar düşünmelisin. Düşünmekten ne kadar yorulsan da. Eğer istediğin şeyi bulmak istiyorsan bazı şeyleri göze alacaksın. Hayat adil değil ve hiçbir zaman da olmadı. Kaybettiklerin, kazandıklarından fazla olmaz umarım. Çünkü burada sadece kazanamazsın. Kaybedeceksin ki öğreneceksin ancak öyle kazanabileceksin. 

     Varsın kimse duymasın sesini, anlamasın seni. Katılan da olmasın. Sen elinde sadece olmayan birle, eşsiz dansınla varsın. Onlar da sana kalsın.     

              




  dinlemeye doyamadığım şarkımı dinlerken siz, bir dipnot bırakayım şuraya;                                                             İnsan acısıyla yoğrulur, acısı insanı insan eder. Yaşantılarımıza bin teşekkür. Nereden biliyorum ipucu vereyim: Nazım'ı Nazım yapan yaşadığı acılarıydı. Trajik hayatıydı. Tutunabilirsin acına, en iyi ihtimalle kabullenirsin...   

Marka Etiketi Üzerine

                             Kendimize çektirdiğimiz işkencelerden notlar bırakmak istiyorum buraya. Sırf onay ve kabul almak için girdiğimi...